Dört hobbit, iki insan, bir büyücü, bir elf ve bir cüceden oluşan dokuz kişilik topluluk, Orta Dünya'yı Yüzüğün Efendisi Sauron'dan kurtarmak için umutsuz bir yolculuğa çıkıyor.
" 'Sonsuza kadar senin yükün olmakmış benim nasibim.' dedim, 'Kara gün dostum benim.'
" ' Bir yüktün,' diye cevap verdi, ' ama artık değilsin. Pençelerimde bir kuğunun tüyü kadar hafifsin. Güneş senin içinden geçip parlıyor. Aslında artık bana ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum: Düşmen için seni bıraksam da rüzgârda uçardın."
Elfler iyice düşünmeden nasihat vermez pek; çünkü nasihat, bir bilgeden bir bilgeye verilecek olsa dahi tehlikeli bir armağandır ve her yol kötüye çıkabilir.
"Eğer yanında yürüyemeyecekse, sana rağmen, o zaman o umudunu yitirmiş adımlarınıda senin, takip edecek bir kez daha bir araya gelinceye kadar: Beren ile Lüthien ister bu dünyada, ister gölgeli kıyıda olsun buluşuncaya kadar aşkla."
"Hak ediyormuş! Belki hak ediyordur. Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde öyle hak, hukuk adına ölüm buyurmakta çok acele etme. Çünkü en bilge olanlar bile her şeyin sonunu göremez."